Bir zamanlar herkes Ingilizler gibi yolun solundan gidiyordu. Bunun için de çok geçerli bir sebep vardi. Yüzyillarca önce yolun karsisindan gelenin dost mu, yoksa düsman mi oldugunu kestirmek mümkün degildi. Insanlarin çogu sag ellerini kullandiklari için, yolun solundan, duvar dibinden (yaya veya atla) giderek sol taraflarim emniyete alir, sag ellerini kiliçlarini hemen çekecek sekilde hazir bekletirlerdi.
Yolun solundan seyahat, ilk defa 1300 yillarinda, papanin Romaya gelecek hacilarin yolda karmasaya sebep vermemeleri için, yolun solundan gitmelerini söylemesiyle resmilesti ve yüzyillar boyu devam etti. 18. yüzyilin sonlarinda ABDde birçok atin çektigi posta arabalarinda, sürücü koltugu yoktu ve sürücü en arkada ve soldaki atin üstünde oturuyordu. Bu da yolun solundan gidildiginde karsidan geleni ve yolun kontrolünü zorlastmyordu. Çok geçmeden ABDde trafik sagdan islemeye basladi. Fransiz Ihtilali sirasinda, ihtilalin liderlerinden Maximilien Ro-bespierre, büyük bir olasilikla Katolik kiliseye meydan okuyanlara bir jest olsun diye, Parislilerden yollann sagindan gitmelerini istedi.
Bir süre sonra aslinda kendisi de bir solak olan Napolyon, or-dulanndaki ikmal arabalannin yollann sagindan gitmeleri emrini verdi ve zaptettigi her ülkede de bu uygulamayi hayata geçirdi. Ingiltere hiçbir zaman Napolyon tarafindan zapt edilemediginden Ingilizler yolun solundan gitme aliskanliklanndan vazgeçmediler. Avustralya, Hindistan gibi tüm eski sömürgelerinde de bu usulü devam ettirdiler. Zaten Ingilizlerde Amerikalilardan farkli olarak sürücü arabanin üstünde ve saginda oturuyordu. Modern araba teknolojisinin gelismesi ile bu gelisimin dünyada öncüsü olan ABDde sürücü koltugu ve direksiyon sagdan gidise uygun olarak sola konuldu ve dünyanin birçok bölgesinde bu sekilde yayginlasti. İngilterede ve eski sömürgelerinde, trafik akisini sag seride almanin faturasi o kadar yüklüdür ki, artik isteseler de kolay kolay bunu yapamazlar.
Hangi ülkede olursaniz olun, trafigin yönü ister sagdan olsun ister soldan, karsidan karsiya geçmeden önce, siz yine de her iki yöne bakmayi ihmal etmeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder